26 Kasım 2013 Salı

22 Kasım 2013 Cuma

yazık bana :) İlk bebek ambulamamı yazmışım. İyi de etmişim ancak şimdi düşünüyorum.. Her gün ayrı biriyle uğraşıyorum. nedense o vardiyanın en belalısı %75 bana geliyor. Geçen gün sabah 8'de nöbeti teslim almaya gittim saat 7de biri arrest olmuş hoop o sıpa bana geldi. Bir başka yavrucak bronkoskopiye gidecekti teslim dahi alamadan indirdim zaten aşağı o sıpa da benim oldu mu.. bi tane de eli yüzü düzgün bebek verdiler acıyıp. o gün 10 saatlik çalışma süremin 9saatinde bu üçü arasında gittim geldim. Şimdi düşünüyorum da gerçekten korkunç bir gündü.. Zaten genel durumu kötü olan iki hasta alıp diğerinin anasıyla uğraşmak insanı dellendiriyor resmen. niye bunları sana anlattığımı bilmiyorum dost. Eskileri okuyunca aklıma geldi anlatayım dedim. Artik bol bol "ekşın" var hayatımda. doktorların bile girmek istemediği bir bölümde antinkuntin vakalarla ömrüm geçiyor LAN! Dip not: Antinkuntin dediğim tüm veletlere buradan selam olsun. Hepsini seviyorum.
Buraya yazmaya karar verdikten sonra konu hakkında bişeyler bulmak için googleda aranırken yandaki fotoyu buldum.. İronisi sudur ki saat doğru.. gerçekten gecenin iki buçuğu oldu ben hala baykuş gibi ayaktayım. Derdimi baştan anlatayım, ben normalde gece nöbetini sık tutan bir hemşireyim. Okul nedeniyle benim nöbetleri gündüze koymaları gerekiyor bazen ve bu da zaten olmayan biyoritmimin kompansasyon çabalarını da alt ediyor. Gün içinde uykum geliyor gece gidiyor. Her neyse bir kaç gün böyle geçince ve dün gece de yine bu saatlerde uyuyunca ve hatta bugün boyunca uykudan gözlerimden yaşlar aktığı için çok ümitliydim gece uykusu için. Ortalarda 8'e kadar dolandım sonra mis gibi yatağıma kıvrıldım ve uyudum. Hatta ve hatta uyurken bir ara annem geldi sabah oldu sandım ağlayacaktım annem saat daha 10 dedi bir rahatladım uykuya devam ettim. gözlerimi açtığımda hava karanlıktı ama zaten erken kalktığım için (benim güneş ışığına çıkmam pek olağan bir şey değil.)durumu olağan kabul edip, bu düşüncelerle ve uykumu almış olmamın da verdiği yetkiye dayanarak kalktım telefona uzandım saati gördüğümde...; 00.35. Desene mutlu ol işte daha çok var oooh mis desene desene. Öyle değil işte. uyuyamıyorum. Sevgili vücudum 3-4 saat uykuya alışmış. ama bahsi geçen uykuyu erken aldığı için sabah işe gidecek olan bendeniz kendimi nerelerden atsam acaba..

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Uzun bir aradan sonra.

Açıp baktım son iki yazıma.. çok zaman geçmiş sana yazmayalı blog.. inan bana o zamanlar sıkıntım yokmuş şimdi kaça bölüneceğimi şaşırmış durumdayım.. bir hemşire olarak çok yol katettim ama yıprandım her gün gerilip isyan etmekten. annemden babamdan çok gördüğüm çocukların aniden ölmesinden de sıkıldım. çocukların acı çektiğini göre göre onlara bakım vermekten de sıkıldım çünkü inan bana bazıları için istediğini yap ona sadece acı verip ölümünü geciktiriyorsun.. ayrıca yine okuldayım yine öğrenciyim ama orası da ayrı alem sunum yapa yapa ve sunumları hazırlamak için uykusuzlukla savaşa savaşa canım çıkıyor. yine de güzel şeyler var hayatımda.. iyi ki var. ablama buradan hoşgeldin demek istiyorum. giderken yazmıştım dönüşünü de kaydetmek isterim.. büyüdük de ev arkadaşı bile olduk :) öyle be işte eski arkadaşım hayat devam ediyor bakalım bir sonraki görüşmemizde bu yazım için ne düşüneceğim :) Şans dile, lütfen.

8 Ocak 2013 Salı

Uzun zaman oldu görüşmeyeli özledim seni blog. Şimdi ben 6 aylık bir YYBÜ hemşiresiyim iş bile değiştirdim bu sürede.. Şimdi çok daha yorgunum kafamda çok daha fazla ve geçmişe göre çok daha önemli şeyler var çünkü artık özgür ve bağımsız bir birey olduğum her anımda zihnimde yankılanıyor. Gerek iş yaşamımda gerekse sosyal hayatımdaki bu "özgürlük" her ne kadar güzel gibi görünse de hayli yorucu ve yıpratıcı bir deneyimmiş bunu deneyimledim. Uzaktan bakınca güzel olan tüm yanların elde edilmesinin zorluğu ilk başta beni şaşırttı ama sonra fark ettim ki her şeyin gerçekten bir bedeli varmış. Şu günlerde yine iş değiştirmeyi düşünüyorum. Sorun iş bulmak değil. İş yerinde güzel ve kaliteli ortam bulmakta. Bu nedenledir ki gözümü karartıp istifayı basamıyorum. Neyse ki çok da vahim değil halim. Yorgunluğum genel olarak fiziki ve acısı en çok ayaklarımdan cıkıyor. Bu soğuk kış akşamında kahvemi tek başıma yudumlarken sana yazma ihtiyacı duydum nedense.. belki de bir tepkisizlikti aradığım. Nedeni ne olursa olsun yazdıklarım birbirinden alakasız ya da alelade olsa bile yine de tepkisizsin bu çok güzel. Teşekkür ederim eski dost başımın ağrısını azalttın..