14 Aralık 2009 Pazartesi

Bitti?!

Evet blogcum 4 ay bitti… 4 günüm kaldı ve ben döndüğümde nasıl adapte olacağımı düşünüyorum. Arkadaşlar gitmeye başladı bile. Üzülüyorum blog… İstanbul çok güzel, arkadaşlarım, ailem falan her şey hoş ve orda ama nedense pek çekici gelmiyorlar şu an… şans dile!
p.s: sana bir ara özet geçmek isterim ama bilemiyorm 4 ayın özetini ne şekilde yazabilirm :) ama başka bi konu hakkında düzenli olarak sana yazma niyetindeyim bekle bakalm ;)

28 Ekim 2009 Çarşamba

KAR???

Evet blogcum bugün ilk defa tampere'de kar gördüm :D Böyle pumuk pumuk değildi ama yağdı!! sonra da durdu... Ama yağmaya ben dışarı çıktığımda başladı ben dışarıdayken de durdu zaten :D Çok sevintrik oldum öyle montumun üzerinde beyaz beyaz tampere'nin kar taneciklerini görünce :D
Öyle işte sevintrik oldum yazayım dedim :)))

Dip not: hava 2 dereceydi halbuki :D

21 Ekim 2009 Çarşamba


Sevgili blogcum eve geldim 1 aydan uzun süre geçti biliyorum ama geldim.
Yazı stilimi değiştireceğim yoksa özetlemem veya ilgimi çeken şeyleri anlatmam imkansız olur. Madde madde ilginç notlarımı yazacağım sana. Başlıyorum;

*Bir kere benim burada kendi kendime konuşma huyum iyice gelişti :D kafamın içinde habire bir konuşma halindeyim :D bu notlarında bir kısmını bu konuşmalardan yazacağım. unutmıyım diye not almaya çalışıyorum ama yarısı gidior en az :D
*(09.10.09-TAYS (tampere üniversite hastanesine giderken)saat 6.30) otobüsten indim karşıdan karşıya geçtim ama donuyorum hava -1 görünüyor ama donuyorum ben... bi baktım bir su birikintisi buz tutmuş oturup ağlayasım geldi ama içimden "aman be burası tampere ne bekliyorsun deyip yoluma devam ettim.
*yukarıdakinden anlaşılacağı üzre en çok verdiğim tepkilerden biri "burası tampere/finlandiya normaldir" diğeri de "erasmus bu normaldir/mübahtır" :D
*ilk geldiğimde saunadan çıkmazdım şimdi çok üşeniyorum gitmeye çok yoruluyorum hastanede ondan olsa gerek.
*evet hastanede staj yapıyorum. Dilini bilmediğiniz insanlara hemşirelik yapamıyorsunuz bu yüzden şimdiden kötü anılarım var... neyse halledicem inşallah...
*şu an yaşadığım şey aslında hiç erasmusa benzemiyor çünkü hiç boş zamanım yok(h.sonu dahil) bu yüzden gezemiorum :/// umarım bi ara zamanım olur da stockholmü görürüm
*stockmann'da indirim günleri vardı 2 hafta önce :D millet de indirim var diye bir akın ediyordu ki korktum valla... hiç o kadar fini bi arada görmemiştim :D ayrıca indirim dedikleri şey bana her türlü yine pahalı :D ben anlamadım bunların indirimini :D
*burası öyle bir memleket ki sabah 6.30da okulunuza giderken okulun önünde tavşan görebiliyorsunz ve hiç yadırgamıyorsunuz. yazdım mı bilmiyorum ama bi tanede ana caddede görmüştüm :D (donnie darko moduna girdim evet :D)
*finlerin lamalarla ilişkisinin araştırılması bilim dünyasında çok büyük değişikliğe sebep olabilr çünkü bence onlar akraba!!! İki tür de bolca tükürüyor!
*belçikalı ve alman arkadaşlarm finlere çok kızıyorlar her zaman durup yol vermedikleri için ama bu bana fazla bile :D (dip not: finlandiyada bana ilk yol veren araç siyah bir mercedes taksi olmştu :D)
*tampere'de bastığın yere toprak deyip geçme dikkat et yoksa düşersin!!! geçen gün passion'un önünden geçip s-market e gidiyordum (tampereyi bilenler için bu açıklama) karşıdan 5 kişilk bir grup geliyordu bir daha baktığımda biri yerdeydi :D meğer buza basmış :D (dip not: güneşli bir gündü halbuki (A) )
*fin çocukların hastasıyım mükemmel oluyorlar :/
*1 ay önce ilk defa sabahın köründe otobüse bindiğimde bi baktım bi müzik geliyor daha bi dikkat ettim metallica :D OTOBÜSÇÜ METALLİCA DİLİYORDU!!! ve sonraki otobüs seferlerimin 4de 3ünüde otobüsün radyosunu dinledim çünkü çok iyi müzikler dinliyorlar :D (orhan baba açasım gelmedi değil...)
*buranın tarçınlı kurabiyeleri var çok güzel :/ ama abur cubura çok abandım duba gibi döneceğim türkiyeye kesin...
*adamlar -6 derecede ormana koşuya gidiyor...
*geçen gün sabah 6.30da otobüs beklerken 1 dereceydi çok mutlu oldum. eksilere inince çok çok kötü oluyor böyle damarlarında kanın doncakmış gibi hissediyorsun
*buranın en güzel şeylerinden biri kahveli yoğurdu :/ çok özlicem dönünce...
*sukulaku hayatımın şekeri... dışı lakritz içindede şeker var :/ salmiakkiden daha güzel tadı lakritzin zaten... bunu da çok özlicem...
*bu erasmus bazen çok uzun bazen çok kısa geliyor. duygularım karıştı valli.

yoruldum blog daha sonra devam ederim.
(fotosunu koyduğum velet çok çok şekerdi. tam findi aslında :D )

6 Eylül 2009 Pazar

enteresan şeyler bunlar

*huyum değişti blog :D acayip davranışlar sergilemeye başladım :D
*geçen gün sıkıldım dedim bir çıkıp dolanayım şu alışveriş merkezlerini. aman tanrım dedim sonra o da ne? herşeyi alasım geldi :D alamayacağımdan mı yoksa gerçekten güzel ve farklı olduklarından mı bilemiyorum ama cidden çekiyor insanı şu alışveriş merkezleri.
*tüm kitapların fincesini bulmak eğlenceli bir his yarattı bende nedense. özellikle HIM ve nightwish'in fince kitapları -grubu anlatıyor sanırım ama çok kalınlardı...- beni benden aldı eğer bi gün lotodan para çıkarsa kesinlikle alacağım :D
*bir alışveriş merkezinden daha çıkarken-o ikinciydi-dedim ki artık döneyim bak bak nereye kadar. bir baktım yağmur başlamış. canımı zar zor en yakın başka bir alışveriş merkezine-sokosa-attım :D yaptığım araştırmalardan öğrendiğim bir pazarımsı şey varmış burada o pazara giriş sokostan varmış dedim bari oraya da gireyim. küçük küçük pastanelerin çiçekçilerin ve kasapların bulunduğu değişik bir yer kesinlikle bir gün orada bişeyler yiyeceğim kararlıyım.
*bu arada o pazarın girişinde şarkı söyleyen iki kıza da selamlarımı iletiyorum çok şekerlerdi valli :D
*şimdi burada hafta içi sokakların girişinde küçük tezgahlar kuruluyor tanımlayamadığım orman meyveleri falan satıyorlar bir gün alıp onları da deneyeceğim :)
*1 euroya bira içtim evet bunu yaptım!
*biraz da saunadan bahsedeyim. şimdi bizim apartmanda benim katta sauna var haliyle gidiyoruz :D ama anacım o ne sıcak öyle :D baygınlıklar geliyor. ama cidden çok huzur verici bir his. loş ışık, kısmen sessiz bir ortam -ki kesnlikle müzik gerek bence!- sıcaklık -çok sıcak 80küsür derece-... denenmesi gerek okuyucu -ama finlandiyada :D- bu arada not: erasmusçu olduğumuzdan o çıplak sauna olayı burada yok -çok şükür- :))
*huzuru bulmak için şu çin filmlerindeki yerlere gitmeye gerek yok. sıkıcı olmayan huzur tamperede tatil yaparsan kesinlikle seninle olur.
*her yerde tattoocular var -evet istiyorum ama yaptıramam...-
*bugün yolda tavşan gördüm -evet şehir merkezinde-
*burada da çingeneler var. ama sanırım fin değiller :D -evet ben de şaşırmamıştım-
*oda arkadaşım geldi ve gitti bakalım TOAS onu bırakacak mı?
*koskenkorva viina %38
*bir italyan bir rusla sabahlamak çok eğlenceli gerçekten :D
*finler iyiler seviyorum -ama içmediklerinde kesinlikle daha iyiler-
*italyanca öğrenmeye çalışıyorum
*evet burada gerçekten bayağı gay var :D
*pazar günleri tüm marketler kapalı -yaz bitti diye..-

böyle işte blog bu kadar :D -tabii ki bu kadar değil ama ilginç detaylardı bunlar-

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Tampere!!!


evet blogum geldim hatta 3 gündür buradayım :D çok değişik gelmişti ilk başta ama gittikçe alışıyorum :D bizim kattaki herkes şeker. herkes selam veriyo. zaten iki tane atlanmayan soru var. birincisi adın ne ikincisi nerelisin :D öyle işte... odamda hala tekim oda arkadaşım gelmedi bi ara posta kutusundan adına bakıp facebook ta bulmaya çalışcam :D o gelmediği için odada bariz şekilde ayrılmamış olan masalardan ve kitaplıklardan beğendiklerimi de seçtim süper oldu :D
dün gittim bankadaki işlerimi hallettim. sanırım dünyanın en şeker bankacıları burada :D Nordea'nın hastasıyım :) ilk alışverişimi de dün yaptım ilk şehir içinde otobüse de dün bindim. otobüs 2.5 euro bir daha otobüs kartım olmadan binmeyeceğim otobüslere!!! Ama alışveriş düşündüğüm kadar kötü olmadı. Umarım bugün yapacağım daha kapsamlı alışverişim de dünkü gibi makul boyutlarda sonuçlanır :D bu arada telefon numaramı da aldım :) oo bir sürü iş yaptım dün süper oldu :D
blogcum aslında seni aldatıyorum çünkü ayrı bir günlük tutmaya başladım. onu yayınlamak istediğimi sanmıyorum bu yüzden sadece bilgisayarda kayıtlı olarak duruyor. :) öle işte blogcum çok enteresan şeyler olursa sana da haber veririm.

not: yandaki çektiğim ilk foto ama tampere diil. helsinkiden tampereye gelirken





okuyucyla alakası olan not///not2: eğer hala bu blogu okuyorsan -ad vermeme gerek yok- o çok önemli istek gerçekten var olmuş olsaydı yazardın demek ki zaten yoktu.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

blogum ankaradan döndüm de bi haftam kaldı bile... ama şu geçen zamanda beni cidden çok mutlu eden şeyler oldu tabii genel olarak bu olaylar ankarada oldu(...) neyse oturma iznimi aldım geldim soracığıma istanbulda ordan oraya dolandım neredeyse hiç durmadn :) ama haftaya bir sürü işim var umarım hepsi yetişir. o kadar blogum ya daha detayı yazmak istemiorm şu an ama bu kadarını da yazmasaydm aklımda kalırdı sanki :S

tesekkürler...

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Blogcum! Oturma iznim geçen pazartesi geldi :D Bodrum'un ortasında sevinçten zıplayan bi tip oldum bi anda :D Şimdi yapmam gereken bi sürü iş var 11i gecesi Bodrum'a elveda deyip Ankaraya oturma iznimi almaya gideceğim ondan sonra o gece trenle İst.e gideceğim ölmezsem :D hem çok mutluyum hem de korkuyorum. Neler olacak hiç bi fikrim yok ama iyi olacağını iddia edenler çok.
Herneyse blog hani ben vampirleri çok severim ya. Bi dizi buldum "true blood" diye çok hoş bir dizi (vampirlerimiz yine ısır beniiii diye bağırmamıza neden oluyor :D). Her neyse ben yine diziyi ard arda izlerken 1. sezonun 6. bölümünün 48inci dakikasının ilerleyen sn.lerinde bi kare bana çok tanıdık geldi. Ama nereden ve nasıl olduğunu bilmiyorum. sadece tanıdık ve sinir bozucuydu.
İşte bu kadar blogcum. daha da enteresan bişi olmadı henüz oldukça yazmaya çalışacağım. iyi uykular blog, kendine iyi bak. iyi uykular okuyucu. sen de...

31 Temmuz 2009 Cuma

hala aynı saçma mod ve okunmayası bi yazı

Canım sıkıldı blog. Gerçi en son yazdığım zamana göre baya ilerleme kaydettim ama en önemlisi hala olmadı… Oturma izni bekliyorum hala. Dolayısıyla uçak biletm bile yok. Gerçi nereye gideceğimi de bilmiyorum belki önce ablamın yanına giderim. Öf! Hiç bişi belli diil!!! Hala yapmam gereken sürüyle iş var umarım en kısa zmnda gelir de şunun sinir stresinden kurtulurum. Ama tabii güzel şeyler de var blogum. Mesela şimdi bodrumdaki kamptayım :) her ne kadar çok büyk 2 eksiklik olsa da bu yıl kampta yine de güzel :) öyle işte şekerm bana şans dile. Görüşürüz sevgili blog..

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Beni bu havalar mahvetti

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.


diyen Orhan Veli Kanık'ı anasım geldi ve devam ediyorum.

Sevgili Blog,
beni delirttiler artık. Bi de karşıma geçip "iyi düşün" diyenler var ki ayrıca bi deliriyorum onları duyunca! İyisi mi kalmış kardeşim her bi yandan canıma okudular bu FİNler!!!! Gitmeyin kardeşim Finlandiya'ya! elimde olsa vazgecerdm. Böyle saçma bi ülke daha görmedim! Deli bunlar DELİİİİİ!!!!!!
Ay içim sıkıldı. Dalga seslerinin içimdeki sıkıntıyı habire arttırabileceğini düşünemezdim. gerçi bu normal ben deniz görünce üzülüyorum da o üzüntüyle bu çok ayrı :S İyice deli moduna girdim yapmış ve yapacak olduğum tüm işlerde kesin bir eksiklik çıktığına ya da çıkacağına inanıyorum artık. Herneyse blog zaten bu haberler yeni değil sana. Her türlü tersliğin beni bulduğunu artık biliyorsun (her ne kadar okuyucu pek bilmese de..) Öyle işte sıkıldm yine umarım en kısa zamanda adam gibi somut belgelerim olur elimde yoksa sonumu hayra alamet görmüyorum. Bu kadar -sanırım- görüşürüz blog.

29 Haziran 2009 Pazartesi

bodrumda

canım çok sıkıldı... yine benim paranoyalarım ve saçma takıntılarımdan olabilir ama belki de bu yüzden değildir.. öf neyse yazarken bile sıkıldım. bu kadar. görüşürüz blog

19 Haziran 2009 Cuma

Finlandiya çabaları


Blogum bundan sonra ne zaman yazarım bilmiyorum bu yüzden sana özet geçeceğim.
Şu ara Finlandiya çılgınlığına kapılmış gidiyorum... Dün sigorta yaptırdım resmen sömürdüler... Adamlar kendilerini ne sanıyo hala anlamadım... her bişeyleri avrupa genelinden ayrı nedense... Belli olduğu üzre çok kızgım, üzüldüm en önemlisi içime fena halde oturdu... Pazartesi günü Haydarpaşa'dan Ankaraya gidecek olan Sakarya ekspersiyle Ankaraya gidip büyükelçilikteki işleri halledip dönüp Ist'ten Bodruma gideceğim... Sonra da çok büyük ihtimalle bütünlemeler için İstanbul'a geri gelip bi hafta kalıp yine Bodrum yollarına düşeceğim. Buraya kadar neler olacağını kestirebiliyorum da devamı hakkında hiç bi fikrim yok... umarım sorun çıkmaz hiç bişeyde de Heotonti daha da çok kafayı yimez diyerekten sözümü şimdilik burada bitiriyorum.

Mutlu günler sevgili blog ve sevgili okur.


((bunu daha önce söyledim mi bilmiyorum da şu blogu günlük gibi kullananlara sinir olanlar var ya ben de onlara sinir oluyorum. günlük yazmayı hiç sevmem ama hangi tarihlerde neredeydim ne yapıyordum hep merak ederim bu yüzden blogumu seviyorum ve önemli gördüğüm şeyleri az çok not alıyorum. şimdi söylemeliyim ki ben kimseye bu blogun adresini vermedm okuyan varsa bi şekilde öğrendiğindendir.))

dipdipnot: kimse bana bişey demedi blog konusunda sadece aklıma geldi :D

5 Haziran 2009 Cuma

aklıma takıldılar

*Sanırım sınav dönemlerinde bloga yazma isteğim artıyor.
*Kedi gibi görünen köpeklerden nefret ediyorum.
*Daha şimdiden "İyi ki bi yere gitcez ne bu çile be" demeye başladım hadi hayırlısı.
*Bu gece herkesn aşırı bi ilgisizliği var sinir oldum.
*İlk maddenin açıklaması niteliğinde olacak belki ama final zamanı geldi.
*Uçak bileti konusnda rahata erdim şimdiden teşekkürler Ryanair.
*Sanırım bu kadar aklımdakiler (hepsi hakkında uzun uzun yazabilrdim ama o kadar keyfm yok.)

Görüşürüz blog.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

FİN-LAN-Dİ-YA!!!






Evet benim cici blogum gidiyorum... hem de Finlandiya'ya :)
Hiç aklımda yoktu. Her şey bir anda oldu sanki. Ben "İtalyaaaaaa" diye mızırdanırken "yok sana İtalya falan seni ben Finlandiya'ya göndercem" dedi sevgili hocam. İlk başta küfür yemişim gibi hissettim. Finlandiya sadece 1-2 kez şakalarıma konu olmuştu şu Erasmus konusunda... Ama sonra Erasmus sevdam yüzünden dedim bi bakayım nedir ne değildir oturdum araştırdım. Sonunda her bakımdan (eğitim-yenilik-eğlence-iletişim vs) Finlandiya'nın İtalya'ya göre daha iyi olduğu idrak ettim ve bu sefer de hocalarımın saçma sapan algılayışları nedeniyle uzun süre de "FİNLANDİYAAAAAAAAA" diye çığırmak zorunda kaldm ve sanırsam sonunda başardım. Bilmiyorum iyi mi olur kötü mü ama enteresan olacağı kesin... Umarım düşündüğümden daha iyi olur herşey blogum... Çünkü korkuyorum bir sürü şeyden... Her neyse sonuç olarak bugün resmen başvuruyu yaptım hatta cevap bile verdiler :D Öyle işte blog ben de yazmanın zamanı geldi didim kendi kendime ;) Bundan sonraki 3.5 ay çok dolu geçecek şans dile blog(emin ol ihtiyacım var)...

Okuyucu sen de şans dile.

23 Nisan 2009 Perşembe

oldu mu şimdi bu laf

Sevgili blogum seni ihmal ettim biliyorum ama çok yoğunum şu sıra... Yalnız demin fizyoloji çalışırken bi cümleye öyle bi takıldım ki senle paylaşmadan duramayacağım :D Numan Hocam doğru düzgün cümleleri olan bi not vermeyi hala başaramadı. Derste ne güzel şakıyo halbuki... Herneyse cümle şu; "Dördüncü kalp sesi de bazen normal insanlarda duyulabilir.". Şimdi, 1- dördüncü kalp sesi en son çıkan ses mi (hayır değil o zaman neye göre dört?) 2- "normal insan" derken neyi kast ediyosun hocam 3- Dördüncü kalp sesi hakkında açıklama yapılmayacak kadar önemsiz bi ses midir ki böyle ortada bırakmışsn...
Hocam hiç yakıştıramadm size aşkolsun yani... Umarım bi sonraki jenerasyon adam gibi cümleleri olan notlarla vizeye çalışır diyerek cümle analizlerime geri dönüyorum.

Öptm seni blog. Kendine iyi bak okuyucu

13 Mart 2009 Cuma

Yavaş İnsanlar

Blogum "hayat hızlı" , "hiç bişeye zaman kalmıyo" cart curt diye zırvalıyo insanlar ama madem öyle neden daha hızlı olmayı denemiyolar? Özellikle de yürürken! Çok işlek bi caddenin çok işlek bi saatinde insanlar neden yolun ortasından ve yavaş yürür? Hoşlanmıyorum, gıcık oluyorum, kızıyorum! Burdan onlara hızlı olmaları gerektiğini söyleyerek lemurlar hakkındaki araştırmama geri dönüyorum.

Not: Yavaş insanların bana kazandırdığı en önemli şey lemurların varlığından haberdar olmamı sağlamaları olacak heralde.

4 Ocak 2009 Pazar