27 Şubat 2011 Pazar

Bir rüya gördüm sanki!


Evet blogcum bir rüya gördüm dün gece. Genelde rüyaların gerçek olması istenir ya da gerçek olmasından korkulur ama benim sorunum tam olarak bu değil. Sonuçta müneccim falan olmadığımdan rüyalarım çıkmıyor hiç bir türlü. Rüya tabiri okuyup da hoşuma gitmeyen bir şey de keşfetmedim. Sorun şu ki rüyamda olmaması gereken bir şey gördüm. Hani ne beni ilgilendiriyor ne bişi... Gördüğüm şeyden hoşlanmıyorum da...
Ama gördüm ve rüyamda farklı düşünüyordum bu konu hakkında. Bunun üzerine dedim bakayım nette rüya nedir ne değildir. Rüya analizcisi psikiyatrist bir adam varmış. Röportajından bir kesit aktarmak istiyorum hemen;
Soru: Savunduğunuz Psikoestetik felsefe neyi amaçlıyor?
Cevap: Psikoestetik felsefe alt beynin farkına varması ile başlar. Duygularımızın kaynağı alt beyindedir. Bu yüzden üst beyinde sevmek isteriz, sevemeyiz. Kızmak isteriz, kızamayız. Kızmamak isteriz, kızarız. Çünkü alt beyin üst beyne galip gelir çoğu kez. İşte psikoestetik felsefe bizlere alt ve üst beynimizin uyumlu birlikteliğini kurmamızı, kendimizi tanımamızı, kendimizi tanırken insanlarla doğru, sevgiye dayalı iletişim kurmamızı sağlar. Bu nedenle herkesi psikoestetik felsefeyi öğrenmeye çağırıyorum.
(bla bla bla)
Yani dünyanın sevgi topağı olacağını falan düşünmüyorum ama gerçekten bu dedikleri doğruysa o zaman benim rüyada gördüklerim gerçekten istediklerim ve hissettiklerim mi?
Konu hakkında bilgisi görüşü mörüşü bi şeysi olanlardan yorumlarını bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim sevgili okur. Sana da teşekkürler blogcum!
Görüşürüz!

Hiç yorum yok: