9 Eylül 2008 Salı

tatilden döndüm!

Evet blog geri geldim :)
Kabul ediyorum arada İstanbul'a döndüm amma velakin tatilin bittiğine inanmadığımdan sana yazmak istemedim. Lakin tam da düşündüğüm gibi oldu ve tatil daha yeni bitti...
Tatilin ilk ayağı düşündüğüm gibi olmadı. Doğru Gömeç'e gittim. Ama Zeytinli rock fest yalan oldu... Bi ara Amerika'dan gelen iki arkadaş ve kuzenle gitmeyi düşündüm ama "kardeşim olmazsa festival nedir ki" deyip bu düşüncemden vazgeçtim. Bunun dışında 2-25 Temmuz arası denize girmek neredeyse en büyük atraksiyonum oldu şöyle ki hayatımda hiç bu kadar bronzlaşmamıştım.
Ama sadece bir gece var ki beni benden alıyo :D kuzenim, onun yakın bi arkadaşı ve ben gece ard arda 3 korku filmi izlemeye karar verdik. Gecenin hazırlık aşamasından ilk filmin bitimine kadar herşey normaldi... Sonra birden gök gürlemeye başladı dedik olabilir hatta "yağdır mevlam su" bile dedik amma velakin 2. film bittiğinde şimşekler gök gürültüleri yıldırımlar kendilerini aştılar. Biz yine film izlemeye devam ettik 3. film bittiğinde saat 5ti ve bu iki yavru "Ezgieeeeeeee!" nidalarıyla kollarıma yapışmışlardı :) dışarısı gerçekten çok güzel görünüyordu ama elektrik kesilip olağandışı bi sesle gök gürlediğinde ben de korktum kabul ediyorum.
Neyse bu konuyu geçip tatilimin ikinci ayağından bahsetmek istiyorum. Çok büyük uğraş verdim bunu ayarlamak için en sonunda sağolsun boncuk hanım izin verdiler de Ankara'ya gidebildim. Sevgili kardeşim Goz İstanbul'da kaydını yaptırıp dönecekti "gel kardeşim beraber dönelim Ankara'ya değişiklik olsun eğleniriz" dedi ben zaten böyle bi vaadi duyup "ı ıh gelmiyorum" demem ama boncuk hanım baya direndiler sonunda aile meclisinden izin çıktı. Ben de kardeşimle Ankara'ya doğru yola çıktım. Ankara'da 5 gün kaldım gerçekten çok eğlendim. Anıtkabir evin tam karşısındaydı gece uyku tutmayınca izlenebilecek çok güzel bir manzara demek bu ama salak ben bir foto çekmeyi akıl edemedim artık bir sonrakine diyorum... Goz, Cansın ve ben 4-5 yıl aradan sonra yine kol kola yürüdük gerçekten nostaljikti ve bu bana ne kadar büyüdüğümüzü bir kez daha hatırlattı şu an kendimi yaşlanmış hissediyorum :P Bunların yanı sıra Bodrum'da tanıştığım çok sevgili arkadaşım Hakan zaten Ankara Ankara Ankara manyaklığımın sebeplerindendir kendisi, sağolsun beni hiç yalnız bırakmadı. Neredeyse her gün işleri olmasına rağmen kardeşim ve benimle vakit geçirdi, bizi arkadaşlarıyla tanıştırdı ve sıkılmamamız için uykusundan bile fedakarlık etti. Sevgili blog hazır yeri gelmişken ona bir kez daha teşekkür etmek istiyorum iletirsen sevinirim çünkü onun yaptığını herkes yapmaz :) Tabii ki kardeşime de çok teşekkür ediyorum ve ikisine de öpücüklerimi gönderiyorum. Neyse blogcum şimdi yine odamdayım her taraf karanlıkken sana tatilimi kısaca anlattım. Yazıyı bitirmeden önce Ankara'da kardeşimle her gün söylediğimiz şarkıların 3'ünü yazmak istiyorum!
1-Ankara Ankara güzel Ankara/ Seni görmek ister her bahtı kara....
2-Murat Boz- Uçurum
3-Daft Hands - Harder, Better, Faster, Stronger (hareketleriyle beraber)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

ahahaha ezgi hanım :)

ne demek, sizi eğlendirebildiysem ne mutlu bana. iyi bakın kendinize...

Jr. Baudelaire dedi ki...

tabii ki çok eğlendim :) eğlendiğimde zıplamaya başlamıyorum doğru ama bunu daha önce ifade etmiştim cicim :)
sen de kendine iyi bak canım

özgün dedi ki...

seni paçoz! boş ol boş ol boş ol!
bir kere abla lafı bir kere cien lafı geçiyo mu şu yazıda? halbuki gömeç'teki o kabus gecenin sabahında ben istnabul'a dönecektim ve ilk filmde ben de vardım. ankara'ya zaten benim sayemde gittin! utanmaz arlanmaz leş! git odanda otur sen. üç gün sonra da mumla ararsın beni. peeeeeeeeeeeeh

Jr. Baudelaire dedi ki...

sana olan aşkımı dile getirip onun büyüsünü bozmak istemiyorum cien yoksa senin için binlerce makale yazabilirim....